TÜRKİYE’YE ON DEFA EVET

TÜRKİYE’YE ON DEFA EVET

Tien_keer_ja_tegen_Turkije

Bu makale avukatlarımız Ejder Köse ve Ali Durmuş tarafından kaleme alınan ve PVV partisinden Geert Wilders’e cevap olarak Volkskrant Gazetesinde yayınlanan makaledir.

Geert Wilders Türkiye’nin AB üyeliğine karşı on gerekçe ileri sürüyor. Bu gerekçeler
doğru değildir.
Geert Wilders Volkskrant gazetesindeki 17 Kasım 2009 tarihli makalesinde Türklerin
PVV ( Özgürlük Partisi ) partisine göre asla AB üyesi olamayacaklarını yazmaktadır.
Türkiye’nin üyeliğine karşı on gerekçe ileri sürüyor. Biz bu on gerekçeyi değerlendirip doğru
olmadığını tespit etmek istiyoruz.
Geert Wilders birinci gerekçe olarak Türkiye’nin bir Islam ülkesi olduğunu öne sürmektedir.
Ancak Türkiye Islam ülkesi değildir. Türkiye Fransa Cumhuriyeti’nin ve Aydınlanma’nın
ilkelerini örnek almış laik bir cumhuriyettir. Türkiye Avrupa Konseyi üyesi olarak Avrupa
Insan Hakları Sözleşmesi’ne bağlı olak zorundadır, dolayısıyla tüm vatandaşları etnik köken
ve dini inançlar gözetilmeksizin eşittir. Türklerin cogunlugu Müslüman olmaları, Yunanlılarin
Ortodoks olmaları veya Polonyalıların Katolik olmaları AB üyeliği ile ne kadar alakalıysa, o
kadar alakalıdır.
Ikinci gerekçe olarak Batı Avrupa’ya olası bir göç hareketi somut verilerle ortaya
konmamıştır. AB üyeliği gerçekleştiğinde ne kadar Türk vatandaşının Avrupa’ya göç edeceği
bilinmemektedir. Ayrıca AB içinde serbest dolaşım hakkı AB’nin refahına katkıda bulunan en
önemli temel ilkelerinden biridir. Böyle bir temel hakkı kontrolsüz göç olarak nitelendirmek
niteliği itibari ile yanlıştır. AB içinde, nüfusun yaşlanmasını da gözönünde bulundurarak,
emek, sermaye ve üretim araçlarının serbest dolaşımı 500 milyon AB vatandaşının
gelecekteki refahının güvencesidir.
Öte yandan bu gerekçe Wilders’ın bilinen ezberi olan “ Islam kültürü gerikalmış ve
arzulanmamaktadır” tezi tarafından kirletilmiştir. Bunun da ötesinde özellikle 11 Eylül
2001’den sonra popüler olan suni bir efsaneye dayanmaktadır. Bu da Avrupa kültürünün
Hrıstiyan-Yahudi ve Hümanizm temeline dayandığı efsanesidir.
Wilders’e göre Batı medeniyeti “Islami emperyalizm ve barbarizme” dayanan bir kültürden
üstündür. Ancak AB demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarını temel alan bir iktisadi bir
birliktir. AB teokratik değil, laikliğe dayanan birliktir. Wilders kültürlerin ve medeniyetlerin
birbirini etkilediğini hiçe sayarak durağan ve değişime açık olmayan bir kültür anlayışıyla
hareket etmektedir. Türkiye ise bu anlayışı yalanlayan en iyi örneklerden biridir.
Wilders ve PVV’in hoşuna gitse de gitmesede Türkiye altı asırdan fazla Avrupa’nın bir
parçasıdır ve dolayısıyla asırlardır Avrupa güç siyasetinin içindedir. Türkiye 1699 Karlofça ve
1878 Berlin Kongresinden itibaren diğer Avrupa ulusları tarafından Avrupa devleti olarak
tanınmaktadır.